18 Ekim 2013 Cuma

Degismek İstesem De Beceremedim

Selam yine ben,

Aklımda yazacak çok fazla şey var. Şu anda yazmaya başladığım yazının esin kaynağı, Michael Sikkofield okurken yorumlarda karşılaştığım birinin paylaşmış olduğu bağlantı. (Okumak için buraya tıklayın) Yazıyı okumaya üşenenler için hemen özet geçeyim: Eşcinsellik iğrençtir, eşcinsellere özgürlüğün ne dinimizde yeri vardır ne de ahlakımızda, hatta biraz daha zorlarsak eşcinsellere ölüm...

Bu yazıyı her kim yazmış bilemiyorum. Ama benden pek hoşlanmayacağı kesin.


Macklemore & Rylan Lewis'in Same Love isimli bir şarkısı var. Şarkı bakımından pek sevmesem de vermeye çalıştığı mesaja bayılıyorum. Şarkının sözlerinin bir kısmı şu şekilde: "And I can't change, Even if I tried, Even if I wanted to..." Türkçesi, "Ve ben değiştiremiyorum, denemiş olsam bile, yapmayı istemiş olsam bile..."

İşte bu yazının başlığı ve bunu yazan adama cevabım da buradan geliyor. Şimdi arkanıza yaslanın ve devamını okumak istiyorsanız sayfayı aşağı kaydırın.

Ben çok küçükken, henüz daha ikinci - üçüncü sınıftayken bir kızdan hoşlanmıştım. Hatta tüm cesaretimi toplayıp bir arkadaşımın doğum gününde "Ben sana bişey dicem" diye utangaç bir şekilde konuya girmiş, sonra devamını getiremeden en yakın kanepenin arkasına girmiştim. Neyse ki kız insaflıydı da beni olduğum yerden çıkarmış ve bana "Seni seviyorum" dedirtmişti.

O zamanlar neler hissettim bilemiyorum ama gerçekten o kızdan hoşlandığımı hatırlıyorum. Tabii sadece duygusal olarak. O küçük yaşlarımda kimseye karşı cinsel bir istek hissetmiyordum hehehe..

Daha sonra büyüdüm ve onunla birlikte bir şeyler değişti. Yani demek istediğim, etrafıma bakıyordum ve bütün erkek arkadaşlarım yanlarına bir kız alıyorlardı. Bu durumdan gayet de memnun, zevk alıyormuş gibi görünüyorlardı. Bense kızları en fazla yakın arkadaşım olarak görebiliyordum.

Her ne kadar kendime kabul ettirebilmem uzun sürse de ben hiçbir zaman cinsel açıdan kızlardan hoşlanmadığımı, daima, doğuştan beri bir erkek bedenini arzuladığımı fark ettim. Bu benim seçimim değildi. Annemin karnından çıktığım gün erkeklerden hoşlanıcam lan ben diye doğmamıştım, tıpkı kızlardan hoşlanayım ben demediğim gibi.

Tabi kendime bunu kabul ettiremediğim dönemlerde, veya bunu kabul ettirdiğim fakat insanların üstüme çok geldiği zamanlarda kendimi kızlardan hoşlanmaya zorladım. Bazen, onlarla çıkarsam veya onlarla kendimi diğer erkeklerin yaptığı gibi yakınlaşmaya zorlarsam gerçekten onlardan hoşlanırım diye düşündüm. Fakat olmadı. Tam da şarkı da geçtiği gibi, değiştirmeye çalıştım, ama beceremedim.

Adamın yazdığı konuyla bunların ne bağlantısı var? Hemen o konuya giriyorum... Bu adam gitmiş ve şöyle demiş, ima etmiş, hatta açıkça yazmış:

Hayvanlara tecavüz eden insanları iğrenç buluyorsunuz da, neden eş cinsellere saygı duyuyorsunuz?

Neden biliyor musun? Çünkü her şeyden önce biri hayvan, diğeri insan. İkinci olarak, biz karşımızdakine duygusal olarak bağlanabiliriz, fakat bir insanın bir hayvana bu şekilde yaklaşmasının tek nedeni inanılmaz derecede azmış ve artık kendisine hayvan da olsa birini bulmadı gerektiğini düşünmesindendir. Üçüncü olarak, karşımızdaki insanın da bizim gibi hissettiğini, bizi istediğini biliriz. Fakat bir hayvanın bunu isteyeceğini hiç sanmıyorum.

Arkadaş eşcinselliği sadece cinsellik olarak algılamış demek ki. Siz nasıl görüyorsunuz, bilmiyorum, ancak ben aynı zamanda hem birlikte eğlenebileceğim, hem zamanımın sonuna kadar yanında mutlu yaşayabileceğim, hem kendimi yanında evimde hissedebileceğim, bunların üstüne cinselliğimi beraber yaşayabileceğim kişinin kız değil de erkek olmasını istiyorum. Yani bana göre gay olmak sadece iki erkeğin birbirini becermesi değil, ayrıca iki erkeğin duygusal bakımdan birbirlerinin yanında kendilerini rahat ve huzurlu hissetmesidir.

Aynı yazıda geçen diğer şeylerden biri de, el ele tutuşmanın, öpüşmenin ahlaksızlık kapsamına girmesi. Sadece eşcinseller için değil, herkes için. Bunu da sizin yorumunuza bırakıyorum. Sevdiğim insanla sokakta el ele yürümenin ne gibi bir kötü anlamı, ahlaksız tarafı olabilir ki? Bilemiyorum.

Böyle olmayı ben seçmedim. Eğer doğmadan önce bir seçim hakkım olsaydı, büyük ihtimalle normal olmayı seçerdim. Bütün insanlar gibi olmayı, dışlanmamayı, dalga geçilmemeyi, lanetlenmemeyi. Böyle doğduktan sonra da değişmeye, uyum sağlamaya çalıştım.

Fakat değişmek istesem de beceremedim.